BURDUR GÖLÜNÜ YOK EDECEK YENİ BİR GÖLET PROJESİ DAHA!

BURDUR GÖLÜ’NÜN YOK OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR ANCAK ÖNLEM ALINMIYOR!

 25.12.2014

BURDUR GÖLÜ’NÜN YOK OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR ANCAK ÖNLEM ALINMIYOR!

Burdur Gölü, ülkemizin ekosistemi en gelişkin gölleri arasındadır. Avrupa’dan ülkemizin güneyine doğru olan kuş göç yollarının içerisinde yer almakta, dolayısıyla doğal dengenin temellerinden olan kuşların yoğun şekilde uğradığı bir bölgedir. Ülkemizin 13. Ramsar alanıdır. Yaban hayatı geliştirme statüsüne sahiptir. Burdur havzası dışarıya bir akış vermemekte (su vermemekte) ve dışarıdan da akış almamaktadır. Kapalı bir havzadır. Kendi su döngüsü ile yaşamı sürdürmektedir. Yani korunması zorunludur.

Kendine has özellikleri olan Burdur Gölü’nün yok olmaması mümkündür.

Göldeki yoğun tükenişin temel nedenleri arasında;

  • Kaçak ve kontrolsüz yer altı suyu kullanımı,
  • Gölü besleyen derelerin önüne göletlerin yapılması,
  • Küresel iklim değişikliğini en yoğun hisseden ülkemizin kuraklaşma ihtimali yüksek olan bölgesinde bulunması,
  • Tarımsal sulamadaki (damla sulamanın yaygınlaşmaması) ve tarımsal üretimdeki (su tüketen ürünler, yonca, mısır v.b.) hatalar,
  • Yoğun su tüketen büyükbaş hayvancılığın bölgede teşvik ediliyor olması,
  • Burdura ait olan atıksu arıtma tesisinin yetersizliğidir.

Şekil 1: Burdur Gölü’nü Besleyen Derelerdeki Göletler

Burdur Gölü’nün yok olmasıyla bölgede iklimsel değişiklik olacaktır. Karasal iklim özellikleri hakim olmaya başlayacak, erken donlar yaşanacak, bu nedenle de tarımsal üretim zarar görecektir. Yani sulama için Burdur Gölüne giden derelerin önüne set çekilirken, bu uygulama nedeniyle tarım yine zarar görecektir.

 

TÜM BUNLARA RAĞMEN YENİ BİR GÖLET DAHA!

DSİ 18. Bölge Müdürlüğü tarafından Budur Gölü’nün batısına Ulupınar Deresi’nin Göle dökülmeye yakın bir bölgesine (2,8 km) “Karakent Göleti” yapılması planlanmaktadır. Kamuoyu bilgilendirilmeden yürütülen bu çalışma için bir firmaya rapor hazırlatılmıştır. Raporda, gölün kurumasının nedeni açıkça göletlerin yapılması olarak belirtilmiştir. Zaten gölü besleyen tüm derelerin önüne göletler yapılmıştır. Tek kalan dereye de gölet yapılmaya çalışılmaktadır.

Öte yandan, DSİ bu rapor üzerinden gölet projesine karar vermeyi planlamaktadır. Ancak raporda ciddi hataların yanında hesaplamaların dayanaklarında belirsizlikler bulunmaktadır.

Yağış miktarları ve sıcaklığı gösteren grafikler hatalıdır. Aralık ayında ortalama sıcaklığın 70 derece olduğu belirtilmektedir ki bu mümkün değildir… Yağış grafiğinde de aylar arasındaki artış meteorolojik sürecimizle uyum sağlamamaktadır. Yani raporun en önemli ayağı olan, su döngüsünü temelden etkileyen meteorolojik konular el yordamıyla hazırlanmıştır.

Şekil 3: Ortalama Sıcaklık Değişimi (Kaynak:Rapor)

Gölet projesi göle sadece 2.8 km uzaklıktadır. Göletin yapımı ile birlikte buharlaşma daha da artacaktır.  Aynı zamanda göletin dolmasıyla yeraltına kayıplar oluşacaktır. Yer altına gidecek olan bu suyun nereye nasıl gideceği de raporda incelenmemiştir. Ek olarak, Burdur Gölü’ne az su gitmesi derinliğini azaltacak göldeki buharlaşma daha da artacaktır. Yani sadece giden suyun kesilmesi değil aynı zamanda suyun azalması nedeniyle artacak buharlaşma da tükenişi hızlandıracaktır.

Yapılan hesaplamaların ise (can suyu, debi, gölün ihtiyacı olan su miktarı, göletin tutabileceği su miktarı v.b.) dayanaklarının ne olduğu raporda belirtilmemiştir.

Öte yandan, Karakent Köyü ve civarındaki köylerden çıkan atıksular Burdur Gölü’nün kenarında bulunan sazlıklar sayesinde doğal arıtıma tabi tutulmaktadır. Karakent göleti ile bu sazlıkların ve doğal arıtımın etkilenme durumunun ne olacağı raporda yer almamaktadır.

En önemli soru işareti olan yer altı sularına dair de herhangi bir çalışma yapılmadığı raporda görülmektedir. Bölgenin yer altı suyu haritası hala oluşturulmamıştır. Burdur gölündeki suların yer altından nereye nasıl gittiği netleştirilmemiştir.

Özetle, kaçak kuyular tespit edilmeden ve önüne geçilmeden, damla sulama tarımsal üretimde egemen kılınmadan, tarımsal ve hayvansal üretim biçimi az su tüketen hale getirilmeden yeni bir gölet projesi yapmak bilimsel değildir, kamu yararından, doğayı korumaktan uzaktır. Burdur havzasından yapılması planlanan her çalışma şeffaf yürütülmeli her aşamada kamuoyu bilgilendirilmelidir.  Karakent Göleti projesinin de ciddi bir “hidromorfolojik baskı” getireceği su götürmez bir gerçektir.

Şekil 4: Burdur Gölü’nün tarihlere göre değişimi

Şekil 5: Planlanan Göletin Yeri

Bu hatalı ve detaylı inceleme içermeyen, literatür üzerinden görüş veren raporlarla göletlere karar verilmesi doğru değildir. Kim bilir, burdur gölünü bitiren diğer göletlere dair karar verilirken hangi bilim dışı raporlara dayanılarak karar verilmiştir?

BURDUR GÖLÜ KURTARILABİLİR!

Yapılması gereken çok nettir;

  • Yer altı suları, göllerimizi, derelerimizi besleyen en temiz en değerli sulardır. Ülkemizde DSİ verilerin göre 203.000 belgeli, 180.000’den fazla da kaçak kuyu bulunmaktadır. Akademik araştırmalara göre ise kaçak kuyu sayısının belgelendirilmiş kuyu sayısından daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü samimi davranmalı ve kaçak kuyuları tespit etmelidir. Sadece gölet yaparak, kamuoyunda iş yapıyor imajı yaratmaya çalışmak kamu yararı sağlamamaktadır. Burdur Gölü çeperinde de kaçak kuyular acilen tespit edilmeli ve kuyu sahipleri ile çözüm odaklı bir yaklaşım ortaya konularak kaçak tüketimin önüne geçilmelidir.

 

  • Yer altı suyu haritası acilen çıkartılmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

 

  • Ülkemizdeki su tüketiminin %74’ü tarımsal sulamadan kaynaklanmaktadır. Damla sulama su tüketimini yaklaşık %50 oranında azaltabilmektedir. Burdur Gölü’nün yok oluşu hızlanmışken, toplumsal tepki artarken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Burdur İl Özel İdaresi bu alana dair genel geçer yorumlar yapmaktan öteye gitmemektedir. Çiftçilere damla sulama konusunda acilen bilgi ve teşvik verilmeli, mevcut teşvikler hızlandırılmalı ve izlenmelidir.

 

  • Büyükbaş hayvancılık tarımsal üretimi de yönlendirmesi nedeniyle su tüketimini arttırmaktadır. Bölgede yeni bir tarım politikası acilen belirlenmeli, suyu yoğun tüketen tarımsal ve hayvansal üretimden kaçınılmalıdır. Alternatif tarım yöntemleri ve suyu az tüketen meyve sebze üretimine geçilmelidir. Lavanta veya gül üretimi de bölgede az su tüketen ve ekonomik değeri olan alternatifler arasında yer alabilir.
  • Mermer Ocaklarına çevresel denetimler arttırılmalıdır. Tüketimleri ve etkileri acilen kontrol altına alınmalıdır.

 

  • Burdur Gölü’ne atıksu deşarj eden Burdur Belediyesi Atıksu Arıtma Tesisi’nde fosfor ve azot giderimi bulunmamaktadır. Göle verilen atıksuda fosfor ve azot yüksek orandadır. Bu kirleticiler de göldeki oksijenin azalmasına ve gölün ölmesine neden olmaktadır. Azot ve Fosforun giderilmesi için İller Bankası, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri BakanlığıBurdur Belediyesi’ne destek olmalı, zaman kaybedilmeden atıksu arıtma tesisi yenilenmelidir. Şehirde su tüketiminin azaltılması için toplum bilgilendirilmeli ve tüketimi azaltıcı faaliyetler hayata geçirilmelidir.

Baran BOZOĞLU

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası

Genel Başkanı

 

24.12.2014 Milliyet Gazetesi

Dr. Baran Bozoğlu TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı © 2019

Menü

Sosyal Medya Hesaplarımız